Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Deniz Yamaç, “Toplumda görülme sıklığı giderek artan kanser hakkında tüm dünyada çeşitli araştırmalar yapılmaya devam ediyor. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) ve Memleketler arası Kanser Araştırma Ajansı’nın (IARC) yaptığı çalışmalara nazaran kanser hadiselerinin giderek artış göstermesi tüm dünyada telaş uyandırıyor. Erken teşhis hayat kurtarıyor. Güvendiğiniz hastanelerde tam kapsamlı taramalar ile erken teşhis ve tedavi sağlanabilir” dedi.
Güven Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Deniz Yamaç, 4 Şubat Dünya Kanser Günü münasebetiyle açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yamaç, her bireyin sıhhat örgütlerince önerilen tarama programlarına yönelik muayene ve tetkiklerini nizamlı olarak yaptırması gerektiğinin altını çizdi. Yamaç, “Kanser, bedenin rastgele bir organ ya da dokusundaki hücrelerin denetimsiz çoğalması ve büyümesiyle baş göstermektedir. Erken teşhis bu değişimin yaptığı değişikliklerin hastalık daha çıktığı bölgede iken yakalanması ile oluyor. Hastalık yayılmadan yakalanırsa yapılacak tedaviler başarılı oluyor. Kişi vücudunda fark ettiği değişiklikleri yahut yakınmaları bir an evvel hekimine iletmesi epeyce değerlidir. Ayrıyeten bayanların 40 yaşından itibaren göğüs denetimlerini ve yıllık jinekolojik denetimlerini, erkeklerin 50 yaş prestijiyle prostat istikametinden denetimlerini yaptırmaları kıymetlidir. Bilhassa ailesinde mide bağırsak sistemi tümörü olan bireylerin 50 yaşından sonra mide bağırsak sistem kanserleri istikametinden denetimleri için gastroenteroloji uzmanlarına başvurması önerilir. Erken teşhis hayat kurtarıyor. Güvendiğiniz hastanelerde tam kapsamlı taramalar ile erken teşhis ve tedavi sağlanabilir” diye konuştu.
YAKALANMAMAK İÇİN TEDBİR ALIN
Sağlıklı beslenme ve hayat üslubunun kıymetine de değinen Prof. Dr. Yamaç, “Kanser, uğraş gerektiren güçlü bir hastalık olduğu için elimizden geldiğince sıhhatimize dikkat ederek bu hastalıktan korunma uğraşında olmalıyız. Kilo fazlası, yaş, genetik faktörler, alkol ve tütün kullanımı, hormonlar, bağışıklık sisteminin zayıf olması, gerilim ve çevresel kirlilik üzere birçok etken kanser hastalığına yol açıyor. Dünyada kanserle ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor. Araştırmalara nazaran, tedbir alınmaz ise bundan 30 yıl sonrasında kanser hastalığında yüzde 75’lik bir artış iddia ediliyor. Bu çok huzursuz edici bir sayı. Genetik ve çevresel faktörler üzerinde tüm dünyada çalışmalar sürüyor. Ferdi olarak bizim yapabileceğimiz ise sağlıklı beslenmek ve gerilimden mümkün olduğu kadar uzak tertipli yaşamak. ‘Kendinize vakit ayırın.’ Fizikî aktivitelerin hastalık önlemede tesiri hayli fazladır. Günümüzde ömür koşullarının zorluğunu göz önüne alırsak, gerilim kanser ve kalp hastalıkları üzere çok sayıda önemli hastalıkları beraberinde getiriyor. Gün içerisinde birçok işle ilgileniyor ve koşturmak durumunda kalıyoruz. Kendimize vakit ayırmaz ve dinlenmezsek gerilimi yönetemiyor, mutsuz oluyor sonucunda hem fizikî hem de ruhsal halde tesirlerini yaşıyoruz. Kendimize meslek dışı ilgi alanları yaratmalıyız. Kendimize güzel gelecek aktivitelere vakit ayırırsak ömrün gerginlik yaratan olayları ile daha âlâ baş edebiliriz. Stresimizle baş edemiyorsak gerekirse psikolog yardımı almak yararlı olabilir” dedi.
YAŞAM UZUNLUĞU SAĞLIKLI BESLENME
Kanser hastalığının değerli etkenlerinden birinin de sistemsiz ve sıhhatsiz beslenme olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yamaç, bedenin gerek duyduğu nitelikte besin almamız gerektiğini vurguladı. Fazla kalori almanın kilo artışına neden olacağını ve sonuçta obezitenin tüm hastalıklara davet çıkardığını belirten Yamaç, “Aşırı yağlı, tuzlu, şekerli ve asitli içecekler yerine taze meyve zerzevat tüketmeli, nizamlı sıvı almalı ve işlenmiş et (Salam, sucuk gibi) yerine sağlıklı et eserleri ve süt eserleri tüketilmeli. İstikrarlı beslenme kıymetlidir. Yediklerimizde zerzevat ve protein daha fazla karbonhidratlı besinler daha az olmalı. Ayrıyeten spor manasında yapılan her türlü fizikî aktivitenin bedensel ve ruhsal olarak yararı vardır. Haftada 3-4 gün 45 dakikanın üzerindeki yürüyüşler, size hem fizikî hem de ruhsal açıdan çok güzel gelecektir. Teneffüs, sindirim, hudut, bağışıklık sisteminizi keyifli etmek istiyorsanız ‘yürüyün’ derim. Sabah ya da akşam vakit fark etmeksizin günün 45 dakikasını bu aktivite için ayırmalısınız. Spor yapan, hareket eden vücut kolay kolay hastalanmıyor, bağışıklık sisteminiz güçleniyor, daha sağlıklı uyuyor daha dinç uyanıyorsunuz. Üstelik fizikî aktiviteler kanser gelişiminde bir faktör olduğunu bildiğimiz fazla kilolarla gayret etmemizi de kolaylaştırıyor” sözlerini kullandı.
