Fahrettin Altun, İrtibat Başkanlığı’nda düzenlenen ‘Asrın Felaketinin 1’inci Yılında Afet Bağlantısı Sempozyumu’na katıldı. Sempozyumda konuşan Altun, her afetin acil müdahale ve aktif çaba gerektirdiğini belirterek, “Bu sebeple bütünleşik afet idaresi anlayışının hayati ögelerinden biri olan afet bağlantısı, devletimizin stratejik bağlantı siyasetinin da ayrılmaz bir modülüdür. Şunun altını çizmemiz gerekir; afet irtibatı dediğimizde yalnızca afet alanındaki bağlantı faaliyetlerinden, kamuoyunu bilgilendirme faaliyetlerinden bahsetmiyoruz. Daha çok elbette o süreçteki bilgilendirmeyle bir arada afet öncesinde kamuoyunu bilgilendirme, afet tedbire ve risk azaltma çalışmalarına afet irtibatı perspektifinde değer veriyoruz ve afet irtibatı dediğimizde bütün bu süreci kapsayacak çalışmalardan bahsediyoruz. Gerçekten biz Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı olarak 6 Şubat sarsıntılarından evvel ve ortadan geçen 1 yıllık mühlet zarfında da afet irtibatı konusunda da birçok çalışma gerçekleştirdik. Bugünkü sempozyumumuz da bu çalışmalardan bir tanesidir” sözlerini kullandı.
‘İNŞA VE İHYA ÇALIŞMALARI KİTABINI KAMUOYUNA SUNUYORUZ’
Afet ve kriz idaresiyle irtibatı konusunda geçen 1 yıl içerisinde Türkiye’nin bu mevzudaki müktesebatına akademik manada katkı sunmaya çalıştıklarını söyleyen Altun, “Alanın uzmanlarıyla gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla birlikte 3 lisanda hazırladığımız ‘Asrın Felaketi’ ve ‘Asrın Dayanışması’ kitaplarıyla, ‘Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Görüşler ve Öneriler’ kitabıyla, ‘Afet İrtibatı Forumu Hazırlık, Müdahale ve İyileştirme’ kitabı ile biz çeşitli yayınlarla sürece akademik manada da katkı sunmaya çalıştık. Bu yayınlarımızdan sonuncusunu da bugün prestijiyle kamuoyuna tanıtıyoruz. O çalışmamız da; ‘Asrın Felaketinin 1’inci Yılı İnşa ve İhya Çalışmaları’ kitabımızdır. Bu kitabımızı bugünden itibaren ulusal ve milletlerarası kamuoyumuzun istifadesine sunuyoruz. Ve bu manada bu kitabımızda 6 Şubat zelzelelerinin ne derece büyük bir felakete karşılık geldiğini, sarsıntı sonrası devlet ve millet olarak ortaya koyduğumuz dayanışmanın tüm boyutlarını ve en kıymetlisi zelzeleden sonra devletimizin ulaşım ve haberleşmeden kültür ve sanata, eğitimden sıhhate, tarımdan dini ve toplumsal hizmetlere kadar bölgede hayatın çabucak her alanındaki ihya ve inşa çalışmalarını ele almaya, kamuoyuna tanıtmaya uğraş gösterdik. Bizler ayrıyeten bu kapsamda başkanlığımız bünyesinde çıkan 3 aylık akademik mecmua olan ‘İletişim ve Diplomasi Mecmuası’nda ve tekrar aylık olarak çıkartmaya başladığımız ‘Ayın Tarihi’ mecmualarında afet bağlantısı özel sayılarını da hazırlıyoruz” dedi.
‘307 BİN BAĞIMSIZ KISMIN İHALESİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ’
Altun, 11 kentte 14 milyon insanın 6 Şubat sarsıntılarından etkilendiğini kaydederek, “Bu yıkıma rağmen bölgede arama kurtarma çalışmalarının çabucak akabinde devletimiz süratli bir imar ve inşa seferberliği başlattı. Şu anda bölgede 11 kentte 930 şantiyede 110 bin 450 işçi, gece gündüz demeden çalışmalarını süratle devam ettiriyor. Bu kapsamda rezerv alanlarda 207 bin, kent merkezlerinde 50 bin ve hafif çelikten olmak 50 bin olmak üzere 307 bin bağımsız kısmın büyük kısmının ihalesi gerçekleştirildi. İhalesi tamamlanan konut ve köy meskenlerinin de inşa süreci de süratle devam ediyor ve biz bilhassa kamuoyunun bu çalışmaları yakından takip etmesi için medya mensuplarının bölgede yer almasını kolaylaştırmaya, onların faaliyetlerini bölgede desteklemeye çaba sarf ediyoruz. Çünkü bu sürecin en değerli yanı, kamuoyunun açık ve şeffaf bir formda bilgilendirilmesidir. Biz sarsıntının birinci anından itibaren bu mevzuya çok büyük ihtimam gösterdik ve kamuoyunun gerçekleri, hakikati en şeffaf biçimde elde edebilmesi için uğraş sarf ettik. Bu süreçte Türkiye medyası nitekim çok büyük fedakarlık gösterdi. Çok büyük bir azimle milletimize hakikati göstermek için alanda fedakarca çalıştı ve sahiden dezenformasyon çalışmalarına karşın sahiden Türk medyasının güçlü isimleri ağır bir çaba gösterdiler. Biz tekrar bu kapsamda ulusal ve milletlerarası medya mensuplarını, sarsıntının 1’inci yıl dönümünde bölgeye götürdük ve bölgede yapılan çalışmaları bir kere daha yerinde görmelerini temin etmeye çalıştık” diye konuştu.
‘2 AY İÇERİSİNDE 75 BİN KONUTUN KURALARI TAMAMLANMIŞ OLACAK’
Bugüne kadar AFAD tarafından 390 bin konut, 40 bin iş yeri ve 11 bin ahır olmak üzere toplamda 441 bin 500 bağımsız kısmın hak sahipliği tespitinin yapıldığını belirten Altun, şöyle dedi:
“Mart ayının ortasına kadar da 30 bin konutun daha kura çekimleri gerçekleştirilecek. Önümüzdeki 2 ay içerisinde de toplamda 75 bin konutun kuraları tamamlanmış olacak. Hatırlanacağı üzere sarsıntının akabinde şimdi 1,5 ay bile geçmeden sarsıntıdan etkilenen vatandaşlarımıza birinci köy konutları tamamlanarak teslim edilmişti. Türkiye, sarsıntıdan ziyan gören kardeşlerimiz için bütün kurum ve kuruluşlarıyla, milletimizin bütün ögeleriyle elinden gelen her türlü imkanı seferber etmiştir. Bundan sonra da bölgeye yönelik ihya ve inşa çalışmalarımız süratle devam edecektir. Bu bilgileri sizlerle paylaşmamızdaki emel, tüm bunların nasıl gerçekleştiğine ait kıymetli bir hususu vurgulamak içindir. Nedir bu? Türkiye Cumhuriyeti’nin afet ve krizler karşısında üst seviye dayanıklılığa ve büyük bir teşkilatlanma kabiliyetine sahip olmasıdır. Bütün dezenformasyon ataklarına, karalama kampanyalarına karşın, biz bunu açık ve net bir halde vurgulamaya devam edeceğiz.”
‘KİRLİ KAMPANYALARIN GAYELERİNE ULAŞMASINI ENGELLEDİK’
Ayrıca, 6-20 Şubat tarihleri ortasında sonuçları çok önemli yanlışlara sebebiyet verebilecek toplam 200’den fazla dezenformasyon içerikli haber tespit ettiklerini söyleyen Altun, şunları kaydetti:
“Sadece palavra içeriği değil, onun ardındaki aktörleri de ifşa ettik. Ve sürecin kamu ismine soruşturulmasını ve kamu ismine da yargılanmasını en yakın formda tekrar kamu ismine da takip ettik. Yeniden zelzele sonrasında ‘Hakikat Mücadelesi’ isimli bir gazete çıkardık ve gazeteyi de alanda dağıtarak vatandaşlarımızın afet bölgesindeki gelişmelerle ilgili yanlışsız bir formda bilgilendirilmelerini sağladık. Ve deneyimlerimizden hareketle afet sürecinde yapılan dezenformasyon ataklarının amaçlarını burada bir defa daha söz etmeyi gerekli görüyorum; bu dezenformasyon kampanyalarını yapanların birinci gayesi, yetkili otoritelere karşı kamuoyunda bir güvensizlik oluşturmak, yanlış bilgiyi dolanıma sokarak arama kurtarma ve yardım faaliyetlerini aksatmaya çalışmak. Bu sayede afetten direkt ya da dolaylı yoldan etkilenen bireyleri yanlış yönlendirmek, kaos ve kaygı imal edenler toplumsal dayanıklılığı zayıflatmak, bireylerin gerçek bilgiye erişimini engellemek, karar alma süreçlerine darbe vurmak da bu noktadaki bu kötücül kampanyaların maksatları ortasındadır. Hamdolsun sarsıntının akabinde devlet millet el ele gösterdiğimiz uğraşlarla bu kirli kampanyaların maksatlarına ulaşmasını engelledik”
