İstanbul Şişli’deki otelde düzenlenen İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) 5. Genel Heyeti’nde konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ICYF’nin kuruluş yıllarından itibaren faaliyetlerini yakından takip ettiğini ve birinci kurulduğu yıllardan bu yana çalışmalarına katkıda bulunma bahtı elde ettiğini söz etti.
Fidan, Türkiye’nin Forum’a verdiği takviyeden bahsederek, İslam dünyasında kurumsal iş birliğinin eksik olduğunu vurguladı ve bilhassa liderliğinde izlenen dış siyaset çerçevesinde İslam dünyasındaki iş birliğinin kurumsallaşması ve İslami iş birliği örgütlerinin daha etkin hale gelmesi için efor sarf ettiklerini belirtti.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesindeki tüm kurum ve kuruluşların İslam dünyasının problemlerini çözmede ve İslam toplumlarını dünya genelinde temsil etmede gayret göstermesi gerektiğini vurgulayan Fidan, ICYF’nin varlığının kendileri için büyük bir memnunluk kaynağı olduğunu lisana getirdi.
Fidan, ICYF’nin gençlik alanında İslam toplumlarının etkileşimini artıracak bir platform oluşturduğunu belirterek, yine lider seçilen Taha Ayhan’ı ve Azerbaycan’daki seçimleri kazanan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i tebrik etti ve Azerbaycan halkını da seçimlerde gösterdikleri olgunluk nedeniyle kutladı.
İslam dünyasının çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Fidan, bu zorlukların siyasi, düşünsel, ekonomik ve uygun yönetişim üzere alanlarda sınıflandırılabileceğini belirtti.
“İslam ve Kur’an düşmanlığı, fiziki müdahaleye ve hakarete dönüştü”
Dışişleri Bakanı Fidan, Müslüman aykırılığı, Müslümanların ve İslam’ın öbür ülkelerde kötülenmesi, hor görülmesi, hakaret edilmesi, kimliklerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulmaları ve Müslümanlara düşmanlık üzerinden siyaset yapılmasının giderek artan trend haline dönüştüğüne dikkati çekti.
“Müslümanlar, bu tehditle, bu badireyle her geçen gün biraz daha karşı karşıya kalmaktalar.” diyen Fidan, şunları kaydetti:
Dünya Müslümanları olarak bu problemin kaynağına inmeli, bununla gayret etmeli. İslam’ın en güzel halde temsili için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bilhassa Batı merkezli İslam düşmanlığı, Kur’an düşmanlığı bir düşünsel meydan okumadan çıkmış, fiziki müdahaleye ve hakarete dönüşmüş durumda. Bunun medeniyetle, olgunlukla, açık fikirlilikle hiçbir alakası yok.
Kur’an yakmaların, Kur’an’a çeşitli biçimlerde hakaret etmelerin giderek arttığı bir ortamda Müslümanların daima provoke edilmeye çalışılması, onlar üzerinden, Müslüman düşmanlığı üzerinden iktidar devşirilmeye çalışılması, aslında vakti çoktan geçmiş olan bir siyaset metodu olmalıydı lakin maalesef Batı’da giderek artan İslam düşmanlığı, öteki düşmanlığı, bizi bu hususta daha teyakkuz halinde olmaya itmekte.
Gazze’deki katliam ve yaşanan drama da değinen Fidan, Filistin topraklarındaki işgalin kesintisiz on yıllardır devam ettiğini, 7 Ekim’den bu yana 100 günü aşkın süren bu katliamda 30 bine yakın günahsız insanın hiçbir ayrım gözetilmeden şuurlu formda katledildiğini söyledi.
Başta Batı ülkeleri olmak üzere dünya kamuoyunun İsrail’in bu katliamlarına ya sessiz kaldığını ya da takviye verdiğini belirten Fidan,
Bu sessiz kalma, bu katliama, bu soykırıma ortak olmak, dünyadaki sistemi temelinden sarsan bir gelişmedir. Dünyada daha sonraki çatışmalara referans tutacağınız hiçbir ahlaki bedelin, memleketler arası hukuk yerinin kalmadığını gösteren bir gelişmedir.
değerlendirmesinde bulundu.
“İki devletli tahlil hayata geçmezse çatışmaların yaygınlaşacağını öngörmek sıkıntı değil”
Fidan, Gazze’deki savaşın bütün dünyayı tesiri altına alacak savaşa dönüşebileceğine dikkati çekerek, bu jeostratejik kırılmaların, jeostratejik sonuçların dünyanın kaldıramayacağı birtakım yükleri ve kasvetleri beraberinde getirebileceğini, onun için bu katliamın bir an evvel durması ve iki devletli tahlilin hayata geçmesi hedefiyle herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi.
Eğer Gazze’deki katliam durmazsa, Filistin’de iki devletli tahlil hayata geçmezse bu çeşitten çatışmaların tekrar yaşanacağı ve yaygınlaşacağını öngörmek güç bir şey değil.
diyen Fidan, daha istikrarlı bir bölge ve coğrafya için, dünya barışı için bir an evvel bu katliamın durmasını ve iki devletli tahlilin hayata geçmesini istediklerini lisana getirdi.
Tabii ki sorun temel prestijiyle güç kullanımına dayalı, bu dram. Güç kullanan, saldırgan ve işgalci bir tarafın, İsrail’in ayrım gözetmeksizin insanları öldürmesiyle gerçekleşen bir dram. Bunu durdurmanın kestirme yolu da buna karşılık güçle ortaya çıkmak lakin Filistinli kardeşlerimizin elindeki imkanların sonlu olması bunu mümkün kılmamakta. Onun için diplomasiyi bütün araçlarla kullanarak, İsrail üzerinde baskı oluşturarak bir an evvel bu katliamın durması, ateşkesin sağlanması ve iki devletli tahlilin hayata geçmesi hem İsrail halkının hem Filistin halkının hem bölge halklarının selametine olacaktır diye düşünüyoruz. Bunun altını bir kere daha çizmek istiyorum.
Dünyadaki çatışmaların, iç savaşların ve işgallerin büyük bir kısmının İslam dünyasında yaşandığına dikkati çekmek istediğini belirten Fidan, bunun nedenlerinin âlâ düşünülmesi gerektiğini söyledi.
“Çoğu vakit sorunu çıkan çıkaran aktörden tekrar tahlil üretmesini bekliyoruz”
Fidan, gençlik teşkilatının faaliyet alanındaki kitlenin, İslam dünyasındaki sorumlu makamlara bugün yahut yarın gelecek olmaları nedeniyle İslam dünyasının genelini ilgilendiren sıkıntılara çok yakından ilgi göstermeleri gerektiğini vurguladı.
İslam dünyası, kendi siyasi sıkıntılarını âlâ tahlil edip bunlara sahip çıktığı vakit, kendi sıkıntılarını kendi sahiplendiği vakit, kendi problemlerinin tahlili için dışarıdan bir kurtarıcı değil kendi içinde iş birliği ve dayanışma ruhu sergilediği vakit inşallah bu sıkıntıların hepsi büyük oranda ortadan kalkacak ancak biz birden fazla vakit sorunu çıkan çıkaran aktörden tekrar tahlil üretmesini bekliyoruz.
diyen Fidan, İslam dünyasının kusurlarından ders çıkararak büyük bir dayanışma ve problemlerini çözme istikametinde adımlar atmaya çaba gösterdiğini söyledi.
“Teknolojiden muazzam halde istifade etmemiz gerekiyor”
Dünyada global halde büyük teknolojik gelişmelerin yaşandığına işaret eden Fidan, bunun yalnızca İslam dünyasını değil dünyadaki bütün kültürleri, dinleri ve ömür üsluplarını etkilediğini lisana getirdi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, teknoloji merkezli bağlantısallığın artmasıyla tek taraflı, tek boyutlu kültürel dalganın giderek bütün dünyada daha süratli yayılmasının yerinin oluştuğuna dikkati çekerek, kelamlarını şöyle tamamladı:
Teknolojiden, dijitalleşmeden, yapay zekadan, büyük bilgiden muazzam formda istifade etmemiz gerekiyor lakin bunun ortaya çıkardığı toplumsal tesirleri, felsefi tesirleri, düşünsel tesirleri, kültürümüzü tehdit eden ögelerini da tekrar niyete dayalı analitik bir halde güzel irdelemeli ve buna yönelik kanaat liderlerimizin, toplumsal bilimcilerimizin, siyasetçilerimizin önemli kritikler, tenkitler ve önermeler getirmeleri gerekmekte.
Yorumlar kapalı.