Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra birinci ziyaretini Körfez ülkelerine yapması Suudi Arabistan – Türkiye münasebetlerinde yeni bir periyoda girildiğinin işaretiydi.
Bu olumlu havanın en süratli tepki verdiği dal elbet tekrar savunma sanayi kesimi oldu. Ziyarete damga vuran gelişmelerin başında Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ile Baykar ortasında imzalanan 3,1 milyar dolarlık silahlı insansız hava araçları (SİHA) ihracatı oldu.
60 adet Bayraktar Akıncı TİHA’nın 2025-2026 yılları ortası teslim edileceği bilgisinin fuar esnasında paylaşılması, Türkiye Suudi Arabistan yatırım hacminin ilerleyen yıllarda hangi boyutlara varacağını gözler önüne serdi. İşte tüm ayrıntılar…
SUUDİ ARABİSTAN SAVUNMA SANAYİ ESERİ TEMİNİNDE SİYASET DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİYOR
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eski lideri Donald Trump’ın Suudi Arabistan hakkında alaycı ve küçük düşürücü açıklamaları, Suudi krallığının savunma endüstrisinde yerlileşme ve alternatifler arama kanısını erkene almasına neden oldu. Kısa müddet evvel 2030 maksadını açıklayan Suudi Arabistan, bu amacı kapsamında savunma sanayi eserlerinde yüzde 50’den fazla yerlileşme maksadı koydu. Mali kaynak sağlama noktasında yeteri kadar eli bol olan Suudi Arabistan’ın bu maksadı harekete koymasındaki en büyük pürüz insan kaynağı azlığı ve yetişmiş eleman yokluğu oldu. İnsan kaynağındaki bu eksiği giderme ve kendi insanını yetiştirme planında gereksinimi olan takviyesi alabileceği ülkü ülke ise Türkiye’ydi. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve ABD’nin sunduğu savunma eserleri, yalnızca bir satma ve alma hareketinden ibaretti ve bu satın almanın aşikâr bir seviyeden sonra bir formda üretime dönüşmesi gerekiyordu. Suudi Arabistan bu gerekliliğin son derece farkındaydı. Bu farkındalıkla hareket ederek kesimdeki yatırım faaliyetini hızlandırdı ve yerli üretimi artırma eforu içine girdi.
KÖRFEZ ÜLKELERİ TÜRKİYE’Yİ KENDİSİNE ÖRNEK ALIYOR
Körfez Araplarına nazaran, Türkiye hem Müslüman hem de çağdaş bir ülke. Modernite ve İslam’ı bir ortada uyumlu bir halde yaşayan ülke olarak görülen Türkiye, son 20 senede birçok alanda gözle görülür gelişimiyle örnek alınan bir ülke oldu. Ayrıyeten coğrafik ve kültürel yakınlık nedeniyle Türkiye müttefiklik konusunda birçok yabancı ülkeden evvel geliyor. Bilhassa son 10 senede artan Türk dizisi hayranlığı ve beraberinde gelen Türkiye turizmi akımı, Türkiye sevgisine daha üst bir boyut kazandırdı. Bütün bu yansımalar başta Suudi Arabistan olmak üzere Türkiye’nin gerek idare seviyesinde gerekse halk seviyesinde yakın kadraja alınmasına neden oldu.
TÜRK SAVUNMA SANAYİ NEDEN TERCİH EDİLİYOR?
Türkiye savunma eserlerinde yıllarca dışa bağımlılık yaşayarak, bu bağımlılığın bütün olumsuz sonuçlarıyla yüzleşmiş bir ülkedir. Birçok kez temelsiz münasebetlerle eser yahut modül temininde yüzüstü bırakılarak ikili standartlara maruz kaldı. İşte bütün bu aksilikleri deneyim etmesi sebebiyle, yerli üretim savunma eserlerini esnek eser arzıyla alıcıya sunuyor. Eseri oluştururken alıcının taleplerini ön planda tutuyor ve ilgili ülkenin kolluk kuvvetlerinden gelen her türlü değişiklik talebini karşılıyor. Örneğin Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi’nin (ASFAT) ana yükleniciliğinde yürütülen PN MİLGEM savaş gemilerinin üretiminde, Pakistan Savunma Bakanlığının özel talepleri dikkate alınıyor. Platforma yerleştirilecek olan elektronik ve atış sistemlerinin değişimi ve tasarımı konusunda müdahale hakkı tanınıyor. Bu imkan ve kabiliyet dünya üzerindeki birçok savunma şirketi tarafından sağlanmayan bir özellik. Varsayacak olursak Pakistan PN MİLGEM projesindeki gemileri ASFAT’tan değil de ABD’li bir şirketten temin etseydi müdahale hakkı olmayacak, alternatif atış platformu yahut farklı bir radar entegresi üzere taleplerde bulunamayacaktı. Adeta paket bir eser alarak, bu satın almayla satıcı ülkeye ve şirkete süresiz bağımlılık yaşayacaktı. İşte Türkiye bu noktada farkını ortaya koyarak alıcıya her türlü esneklik sağlıyor; yalnızca eser satmıyor, tıpkı vakitte satış sonrası alıcı ülkenin kendi muhtaçlıklarını kendisinin giderebilmesi için altyapı takviyesi veriyor. Yani Türkiye balık vermiyor, o balığı tutmayı öğretiyor.
WORLD DEFENSE SHOW’DA TÜRK ŞİRKETLERİ GÖVDE GÖSTERİSİ YAPTI
Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’da bu yıl 2’ncisi düzenlenen World Defense Show (Dünya Savunma Fuarı) Türk şirketlerinin adeta çıkarma yaptığı bir fuar oldu. 63 üst seviye ve orta çaplı savunma şirketiyle iştirak sağlayan Türkiye, fuarın en beğenilen ziyaret alanı olan 1’inci holde dünya devleri Lockhed Martin, Leonarda ve Airbus ile yarıştı. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na (TSKGV) bağlı ortaklar olan ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN ve STM üzere ana yüklenici şirketlerin yanı sıra Baykar, FNSS, BMC ve Otokar üzere birçok özel şirket de fuarda yerini aldı. Fuardaki dikkat cazip gelişmelerden biri de Savunma Sanayi Başkanlığı öncülüğünde alt yüklenici ve KOBİ seviyesindeki savunma firmalarının fuarda yer almasıydı.
SUUDİ ARABİSTAN İLE YAPILAN MUAHEDE BİRİNCİ MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI
60 adet Bayraktar Akıncı TİHA’nın 2025-2026 yılları ortası teslim edileceği bilgisinin fuar esnasında paylaşılması, Türkiye Suudi Arabistan yatırım hacminin ilerleyen yıllarda hangi boyutlara varacağını gözler önüne serdi. Savunma Sanayi Lideri Haluk Görgün’ün TRT’ye verdiği röportajda belirttiği ihracat sayılarının 2023 yılında bir evvelki seneye oranla yüzde 27’den fazla bir artış gösterdiği hususu yeniden Türkiye-Suudi Arabistan ortası savunma sanayi ihracatında kazanılan ivmeyi açık bir halde gösterdi. Fuara iştirak sağlayan Türk firmalarının platformları ve stantlarıyla kapsadığı alanın, fuar alanının tamamının yüzde 15’ini oluşturduğunu açıklayan SSB Lideri Görgün, yalnızca ocak ayı datalarının 330 milyon doları aştığını belirtti. Öte yandan ASELSAN’ın Suudi Arabistan’da açtığı ofisi ortak üretim tesisiyle zenginleştirmek için Suudi yetkililerle fikir birliğine varılması da fuarın en kıymetli gelişmelerinden biri oldu.
Yorumlar kapalı.