Yönetmen ve aktivist Gökçimen, AA muhabirine, Gazze saldırısı sonrası İsrail eserlerine uygulanan global boykot hareketini kıymetlendirdi.
Gökçimen, İsrail’in Gazze’de yaptığı “soykırım ve katliama” karşılık tüm dünyadan insanların İsrail eserlerini almayarak kişisel reaksiyon gösterdiğini belirterek, “Gazze’deki katliamlardan evvel İsrail’in 75 yıldır Filistin’de yaptığı zulüm tam olarak anlatılamamıştı lakin artık herkes elinden geldiğince bir şeyler yapmak istiyor. Gazze, insanlarda İsrail işgaline karşı farkındalık oluşturdu. Ferdî reaksiyonlar vakitle kitlesel bir harekete evrildi.” dedi.
İsrail’in Gazze’ye yönelik akınlarını durdurmak için boykotun tesirli bir silah olarak kullanılabileceğini aktaran Gökçimen, tüketici alışkanlıklarının değiştirilmesiyle İsrail’e karşı reaksiyon verilmeye başlandığını kaydetti.
Gökçimen, Gazze’ye yönelik ataklara yalnızca Müslümanların reaksiyon göstermediğini, dünyanın birçok ülkesinden çeşitli dinlere mensup şahısların İsrail eserlerini boykot etmeye başladığını lisana getirerek, “Tüm dünyayı Filistinli yaptılar. Her gün farklı ülkelerde İsrail’i destekleyen yiyecek ve içecek zincirleri önünde aksiyonlar yapılıyor ve halkta bilinçlenme oluşuyor.” diye konuştu.
“BEN ALMAZSAN SEN ALMAZSAN BU FİNANSAL SİSTEM DÖNMEZ”
İsrail’in doğal kaynağı olmayan bir ülke olduğuna ve Gazze’de kullanılan bombaların gereçlerinin başka ülkelerden geldiğine dikkati çeken Gökçimen, şöyle devam etti:
“İsrail’in kardeşlerimize saldırdığı bombaların, silahların hepsi aslında öteki ülkelerde yaptığı ticaretten gelen paralarla üretiliyor. Beşerler bombaları yapanları durduramıyor ancak bu finansal sisteme para kazandırmamak için İsrail eserlerini almıyor. Ben almazsan sen almazsan bu finansal sistem dönmez ve İsrail bir noktada köşeye sıkıştığını hissederek geri adım atar.”
Gökçimen, İsrail’i destekleyen firmaların ticari olarak ziyan gördüğünü vurgulayarak, boykot edilen şirketlerin, yıl sonunda ticari hacimlerindeki düşüşü hakikat bir biçimde aktarmadığını ve bundan sonra da aktarmayacağını tabir etti.
İsrail güçlerine finansal yardım yapan kimi markaların yöneticilerinin de boykot nedeniyle İsrail’e dayanak vermediklerini açıklamak zorunda kaldıklarını hatırlatan Gökçimen, “İsrail’e açıktan takviye veren kimi firmalar ‘Biz makus beşerler değiliz lütfen boykottan vazgeçin’ üzere paylaşımlarda bulundu. İsrail güçlerini direkt besleyen fast food zincirleri bile artık yaptıkları yardımları gizlemek zorunda kalıyor. Hatta bir içecek zincirinin satılacağı bile konuşuluyor.” halinde konuştu.
Gökçimen, kimi milletlerarası basın kuruluşları ve ekonomistlerin, İsrail’e takviye veren markaların kar marjlarının düştüğüne ait haberler yaptıklarına değinerek, şöyle devam etti:
“İsrail markalarının ticari hacminin düştüğünü ana akım medyaya hiç olmadıkları kadar reklam vermelerinden ve eserlerini yarı fiyatına satmaya çalışmalarından da anlayabiliriz. En çok izlenen dizilerde ya da bayan nesli programlarında evvelden görmediğimiz kadar İsrail’i destekleyen eserlerin reklamlarını görüyoruz. Evvelden her meskende olan ve reklama muhtaçlık bile duymayan markalar daima her yere reklam veriyor. İstanbul’un caddelerinde uzunluktan boya boykot ettiğimiz eserlerin reklamlarını görüyoruz.”
Tüketici alışkanlıklarının, boykot hareketiyle değişmeye başladığından bahseden Gökçimen, boykot sonrası Türk eserlerinin yurt içinde ve yurt dışında revaçta olduğunu ve İsrail eserlerine alternatif olarak görüldüğünü söyledi.
“MAZLUMDAN YANA OLMAK DA BOYKOTUN BİR PARÇASI”
Gökçimen, ferdî boykotun İsrail’in Gazze’ye taarruzlarını durdurmaya yetmeyeceğinin düşünüldüğüne işaret ederek, “Aslında boykotun bir diğer maksadı da kendine olan hürmetin korunması olduğunu düşünüyorum. Bebekleri, çocukları öldüren İsrail’den yana değil de mazlumdan yana olmak da boykotun bir kesimi.” değerlendirmesinde bulundu.
Tüketicinin kendi gücünü küçümsememesi gerektiğinin altını çizen Gökçimen, el birliğiyle sürdürülen boykotun birçok yerde muvaffakiyet elde ettiğini, dünya tarihinde bunun örneklerin bulunduğunu tabir etti.
Gökçimen, İsrail’in yalnızca Gazze’de değil tüm Filistin topraklarında da işgali sonlandırması için ekonomik olarak gücünün elinden alınması gerektiği görüşünü paylaşarak, “Vicdan sahibi şahısların ‘Bana ne, boykot işe yaramıyor’ deme lüksü yok. İsrail, bugün çocukları öldürebilmek için büyük bir ekonomiyi yönetiyor. ABD’den İngiltere’den ve öbür ülkelerden bombalar satın alıyor.” dedi.
Boykot için büyük fedakarlıklara gerek olmadığına vurgu yapan Gökçimen, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Gazze’de doğum dokümanı verilmeden vefat evrakı verilen binlerce bebek var. Annelerinin babalarının bakmaya kıyamadığı çocukları öldürdüler, katlettiler, paramparça ettiler. Bu sorun din, lisan, ırk problemi olmaktan çoktan çıkmış durumda. Gördüğünüz üzere dünyada yer yerinden oynuyor. Daha dün ABD’de Museviler Beyaz Saray’ın önünde oturma hareketi yapıyordu. Biz İsrail eserlerini yemez içmezsek ölmeyiz fakat bunlara finansal takviye sağlamaya devam edersek Gazze’de ya da Filistin’in öteki bir yerinde İsrail katliamlarını sürdürür. Bizim yapacağımız en büyük kötülük bu katliamlara alışmak.”
