İsrail’in 7 Ekim 2023’te abluka altındaki Gazze’ye yönelik başlattığı taarruzların akabinde Alman vatandaşı olan Filistin kökenli Basyuni ailesi de bombardıman altında kaldı.
ALMANYA VE ABD GERİ ÇEVİRDİ, MİT DEVREYE GİRDİ
Yaşlı çiftin oğlu Loay Basyuni, kronik rahatsızlığı bulunan anne Alya el-Basyuni ile baba Muhammed el-Basyuni’yi bölgeden çıkarmak için evvel Almanya ve ABD makamlarından talepte bulundu lakin bu isteği karşılıksız kaldı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesinden de beklediği takviyesi bulamayan Loay Basyuni’nin ailesine yardımcı olmak MİT devreye girdi.
MİT DÜĞMEYE BASTI
Ambulans eşliğinde 3 gün evvel Refah Hudut Kapısı’na getirilmek istenen anne ve babanın içinde bulunduğu 5 ambulanstan oluşan konvoy İsrail tarafından vuruldu.
Saldırı sonucu bir ambulans sürücüsü hayatını kaybetti, bombardıman kurtulan çifti taşıyan ambulans Şifa Hastanesine geri dönmek zorunda kaldı.
Bu esnada bölgede İsrail tüm irtibatı kestiği için irtibat kurmak adeta imkansız hale geldi. Gazze Şeridi’nden yalnızca ambulans eşliğinde çıkacak olan Basyuni çifti için ambulans tedarikinde sorun yaşanınca Birleşmiş Milletler İnsani İşler Uyum Ofisi (OCHA), Kızılhaç ve Filistin Kızılayı devreye girmek zorunda kaldı.
Tüm zorluklara karşın Basyuni çifti, MİT operasyonu kapsamında evvelki gün yine ambulans ile yola çıkarıldı. Refah Hudut Kapısı’na ulaşan çiftin Mısır’ın onayıyla geçiş süreci sağlandı.
Türkiye’nin Kahire Büyükelçiliğine götürülen Basyuni çifti, bir mühlet konuk edildikten sonra Türkiye’de bulunan ailesinin yanına getirildi.
Yaşadıkları tüm kaygılara karşın kurtulma inançlarını kaybetmediklerini belirten Basyuni çifti, İsrail akınlarından kurtulmalarına vesile olan herkese teşekkür etti.
TOP VE FÜZELERLE UYANDIK
MİT’in Mısır istihbaratının dayanağını de alarak gerçekleştirdiği başarılı tahliye operasyonuyla Gazze’den çıkarılan 75 yaşındaki Muhammed el-Basyuni ile 70 yaşındaki Alya el-Basyuni, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Baba Basyuni Alman vatandaşlıkları da olduğunu söz ederek, Kasım 2023’te Gazze Şeridi’nden Almanya’ya çıkmayı planladıklarını lakin 7 Ekim 2023’teki hücumlar sonrası planlarının devre dışı kaldığını belirtti.
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Han Yunus kentindeki konutlarında 7 Ekim sabahı top ve füze sesleriyle uyandıklarını söyleyen baba Basyuni, “Büyük bir dehşet ve dehşetle uyandığımız sabah konutumuzu olduğu üzere bırakıp Gazze kentine kaçtık.” dedi.
Hekim olan baba Basyuni, 2008’de emekli olduktan sonra kapısına kilit vurduğu, Gazze kentinin Derec Mahallesi’ndeki muayenehanesine ailesinden 72 bireyle sığınmak zorunda kaldığını kaydederek, “Her gün füze ve top atışları ile savaş uçaklarının taarruzları altında kaldık. Ne su ne elektrik ne de yiyeceğimiz vardı. İsrail bağlantısı de kesmişti.” sözlerini kullandı.
Aylar sonra bir gün, tahliye edilmek için ambulansların kendilerini almaya geldiği haberini aldıklarını aktaran Basyuni, Gazze Şeridi’nin güneyine gerçek giderken İsrail ordusunun saldırısına maruz kaldıklarını ve ambulansın sürücüsünün öldürüldüğünü söyledi.
Basyuni, kelam konusu hücum sonrası Şifa Hastanesine sığındıklarını ve daha sonra buradan bir defa daha güneye yanlışsız hareket ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Bir müddet sonra güneye hakikat giderken İsrail askerlerinin kurduğu askeri denetim noktasına yaklaştık. Burada araç kuyruğu olmuştu ve 5 saat boyunca araçta beklemek zorunda kaldık. En sonunda hepimizi ambulanstan indirdiler. İsrail ordusuna ilişkin bir insansız hava aracı üstten yanımıza yaklaşarak hepimizin fotoğraflarını çekti ve bizi bıraktılar.”
TÜRKİYE BİZİM İÇİN DEVREYE GİRDİ
Selahaddin Caddesi dahil olmak üzere tüm yolların büyük tahribata uğradığını ve ambulansın vakit zaman büyük zorluklarla alternatif yollar kullandığını tabir eden Basyuni, “İkinci gün saat 20.00 civarı, Refah’ta kurulan Amerikan Sahra Hastanesine geldik. Geceyi burada dondurucu soğukta tek bir battaniyeyle geçirmek zorunda kaldık.” diye konuştu.
O geceyi hem üşüyerek hem aç ve susuz geçirdiklerini söyleyen baba Basyuni, “Üçüncü günün sabahı bir telefonla Türk Büyükelçiliğinin bizim için devreye girdiğini öğrendik. Sonra eşimle hududa vardığımızda Almanya ve Türkiye büyükelçiliklerinden yetkililer bizi karşıladı.” dedi.
Dördüncü günün gecesini başşehir Kahire’de geçirdikten sonra havalimanına gerçek hareket ettiklerini ve Türk Büyükelçiliği yetkililerinin kendilerine eşlik ettiğini belirten Basyuni, şöyle devam etti:
“Gerçekten çok takdire şayan bir tutumdu. Bize yemek, çay, kahve ikram ettiler. Elhamdülillah Türkiye’ye geldik. Daha sonra beni aldılar muayene ettiler.”
Türkiye’ye kendilerine sunduğu yardımdan ötürü minnettar olduğunu vurgulayan baba Basyuni, “Türkiye’ye bana ve eşime sunduğu yardım ve takviye için nitekim teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
Basyuni, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun fecî olduğuna, İsrail ordusunun bölgede var olan su kuyularını dahi yıktığına dikkati çekerek, “Su kuyularını, su havuzlarını dahi vurdular. Beşerler bir şişe su alabilmek için bile saatlerce kuyrukta bekliyor.” sözlerini kullandı.
SEVİNÇ VE HÜZÜN BİR ARADA!
Anne Basyuni de “Hava biraz kararmaya yüz tuttuğunda, ‘Allah’ım gece olmasın’ diye dua ederdik. Zira taarruzlar o vakit daha da şiddetleniyordu. Çocuklar çığlıklarla ağlıyorlardı.” dedi.
Yaralananların kurtarılamadığını, yerde kan kaybından öldüklerini, yardım etmeye çalışanların dahi vurulduğunu anlatan Alya Basyuni, “Gazze’de büyük bir trajedi yaşanıyor. Ne desem daha fazlası yaşanıyor.” dedi.
Bir taraftan Gazze’den kurtulma ve çocuklarına kavuşmanın memnunluğunu yaşadığını, başka taraftan aile fertleri ve Gazze halkının geride kalmasının acısı içinde olduğunu tabir eden Basyuni, “Ben aile fertlerimle vedalaşamadım bile. Dostlarımı, akrabalarımı görmek isterdim. Bir daha konutuma ulaşamadım.” diye konuştu.
Anne Basyuni, yaşadığı sevinç ve kaygının tanım edilemez olduğunu, ambulanslarla yola çıktıklarında yanlarında yaralıların yanı sıra 9 yetim çocuğun da bulunduğunu, ambulans sürücüsünün İsrail askerlerince ateş edilmesi sonucu hayatını kaybettiğini anlattı.
Her şeye karşın kurtulmuş olmanın sevincini yaşadıklarını lisana getiren Basyuni, “Türkiye’ye çok çok teşekkür ederiz. Sahiden bize yardım eden herkese çok teşekkür ederiz.” dedi.
ÇAĞRI TÜRKİYE’DEN KARŞILIK BULDU
Oğul Loay Basyuni de anne ve babasının isimlerinin Almanya Dışişleri Bakanlığının Gazze’den tahliye edilecekler listesine yazılmasına karşın tahliye edilmelerinin geciktirildiğine dikkati çekerek, daha sonra bu durumu toplumsal medya hesaplarından lisana getirmeye başladığını ve bunun üzerine karşılık alabildiklerini söyledi.
Almanya ve ABD makamlarının bir türlü devreye girmediğini, Memleketler arası Kızılhaç Komitesinin de yardımcı olmadığını vurgulayan Basyuni, Türkiye’de ebeveynlerinin durumunu lisana getirdiğinde karşılık bulduğunu vurguladı.
Loay Basyuni, “Ne olduğunu bilmediğimiz bir operasyon yapıldı ve ambulansların Gazze kentine ebeveynlerimi almaya gittiklerini öğrendik.” dedi.
Basyuni, ebeveynlerinin Refah’tan çıkmasının akabinde Alman yetkililerin onları almaya geldiğine ve buradan bir itibar devşirmeye çalıştığına dikkati çekerek, “Almanlar onları almaya çalıştılar ve ısrarcı oldular. Lakin ben arayıp ‘Hayır, her şeyi Türk hükümeti yaptı. Onları çıkaran da buraya ulaştıran da Türk hükümetidir. Onları buraya İstanbul’a getireceğiz.’ dedim.” tabirlerini kullandı.
BAŞKAN ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR
Türk Büyükelçiliğinin annesi ile babasını büyük bir ilgiyle karşıladığını belirten oğul Basyuni, “Gerçekten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetine yardımlarından ötürü teşekkür ediyorum. Onlarsız ve onların şahsi ilgisi olmaksızın anne ile babamı göremezdim.” diye konuştu.
Savaşın bir an evvel bitmesini temenni eden Loay Basyuni, İsrail’in Gazze Şeridi’ni boşaltmak için uzun vakittir planlar yaptığını ve bugün müthiş bir soykırım işlediğini, buna karşın İsrail’in amaçlarının muvaffakiyete ulaşamayacağını kelamlarına ekledi.
